SUSMAK, BEKLEMEK, VE SESSİZLİĞE BÜRÜNMEK….

Bazen anlatmak istediklerimizi anlatma sorunu yaşarız.

Kelimeler cuk yerine oturur, fakat oturttuğumuzu sandığımız kelimeler işin aslı iç dünyamızın sessiz haykırışları olur.

Sigaramızdan derin bir nefes çekeriz.

İçine çektiğimiz duman boğsun isteriz bizi.

Yalnızlığa adım atar gibi, sağırlara işin doğrusunu anlatmaya kelimelerimiz çoğu zaman yetersiz kalıyor.

Sonrasını hep birlikte yaşıyoruz.

İspanyol boğalar gibi saldıracak yer arayan çaresiz halkın kendi düştüğü dramı, hep birlikte yaşamanın keyfini yaşamakta başka oluyor.

Bazen de;

Duygu denizimizin derin dehlizlerinde kelimelerimizle sörf yapmaya çalışırız.

Sanırız ki;

İşin doğrusunu anlatmaya çalışıyoruz. İşin gerçeklerini araştırarak çözmeye çalışıyoruz.

Hiç okuyanla, okumayan bir olur mu düşünce dehlizi içinde, doğruları yazmaya çalıştıkça,  cahil, cühela, zurnacı takımının hücumlarına maruz kalıyoruz.

Bizim doğrumuz değil, toplumun doğrularını aydınlatma yolunda bir nefer olmak isteyen düşüncemize prangalar vuruluyor.

İş, siyasete döküldüğünde, takım tutmadan farklı olmayan bir tarafgirlikle, yanlışı, doğruyu görmeye engel olan kafa düşüncemiz, vicdanımızı da köreltmeye yetiyor.

Vicdan köreldiğinde olabilecek her türlü musibet ve yanlışları savunma içgüdüsü ile hata üzerine hata yapan insanların yanlışını savunmaya başlıyoruz.

Şartlanan kafa yapılarını değiştirmek, deveye hendek atlatmaya eş değer bir şekil olarak karşımıza çıkıyor.

Sigaramdan bir nefes daha çekiyorum.

Her işi boş vermişliğin keyfini yaşa diyorum kendi kendime.

Kendi kendime diyorum ki;

Eğer düşüncen toplum katmanlarında boğuluyorsa, bırak kulaç atmayı, derede çapulda yanları izlemek baya keyifli imiş.

Şimdi bu keyfi yaşamanın hazzını yaşıyorum.

Bırakın sistemi değiştirmek için doğruyu gösterme çabalarını, yaşananların hazzını keyif alarak tatmakta güzelmiş.

Bu güzelliğin keyfini yaşamak ise, yazdığım onca şeyden daha değerli olduğunu görmek, baya keyif verici.

Dertle tasalanmayı bırakalı, moralimde düzeldi.

Demek ki neymiş, hayatı yaşamanın dayanılmaz hazzını yaşamak daha güzelmiş demek bana düşüyor.

Kalın şağlıcakla…