ÇILDIRMAMAK ELDE DEĞİL!

Dünyanın en uzun 4. köprüsü yapılıyor.

Hizmete giriyor!

Sekiz saatlik yol sadece uç buçuk saate düşüyor.

Yollarda ki çile bitiyor.

Düşünsenize sekiz saatlik yolun üç buçuk saate düşmesi ile sadece tasarruf edilecek yakıtı.

Bu gözle baktığımızda bile akaryakıtta ki dışa bağımlılığımızdan tasaffuru.

Keşke ülkemizin her yerini, bu gibi yollarla köprülerle bağlayıp bütün geçişler paralı yapılsa.

Keşke bu gibi devasa projelerle ülke ağ gibi örülse.

Keşke bunun olumsuz dedikodusunu yapanlar proje üretip ülkeye daha çok eser kazandırmak için kafa yorsa.

Neymiş efendim devlet garanti vermiş te, şu kadar araç geçişi olmazsa devlet üstüne para verecekmiş te, ya insanın deliresi geliyor.

Ülkede yapılamayanlar, hayal edilemeyenler yapılıyor.

Ülke  baştan başa duble yollarla örülmüş.

Alaplı’dan özel aracınla çıkıyorsun, 

Karsa kadar gitsen karşıdan araba gelmiyor.

Kaza riski oldukça aşağıya düşmüş.

Hayal bile edilemeyenler yapılıyor.

Bu iktidarın yaptığı her işe muhalefet edenler, yapılan şaheser eserlere bir kulp bulamıyor, başka türlü kulp arama derdine düşülmüş.

Bu kadar aymazlık, bu kadar sarhoşluk, bu kadar nankörlüğün prim yapması mümkün değil.

Diyelim ki söyledikleri her şey doğru, günde kırk bin araç geçmezse devlet yapımcı firmalara üste para verecek.

Bre aymazlar, bu işten devlette, millette yine karlı.

Az hesap ve kitaptan anlayan bunu hemen çözer.

Diyelim günde 35-bin araç geçti.

Arada geçmeyen beş bin araç farkını devlet yapımcı firmaya ödedi.

35-bin aracın beş saatlik yakıt farkı bile dışarı gitmediğinde ortaya inanılmaz paralar çıkıyor.

Devletin, milletin yakıta ödediği dolarlar ülkenin kasasında kalıyor.

Bu sizi hiç mi ilgilendirmiyor?

Yada bu yolu kullanan 35-bin arac gideceği yere beş saat daha erken varıyor.

Bunların sizce hiç mi önemi yok.

Siz bu ülkede yaşamıyor musunuz?

Bu milletin sıkıntısı sizlerin sıkıntısı değil mi?

Yazık!

Çok yazık!

Bundan iktidarı hırpalamaya çalışmak, sizlere ancak eksi yazar.

Az akıllı olmakta fayda var.

Milletin kullandığı ortak değerler bunlar.

Sizler bunlara burun kıvırdıkça, bölücüden ne farkınız kalıyor.

Ortada inanılmaz bir eser var.

Bırakın Türk milleti bunun keyfini yaşasın.

Türkler yapamaz fikri yıkılıyor.

Türkler başardıkça!

Türkler çalıştıkça!

Dünya şaşırıyor!

sizler neden şaşırıyorsunuz!

Devleti mi? milleti mi? çok sevdiğinizden olumsuz konuşuyor yazıyorsunuz?

Yoksa kıskançlık damarınız sizleri çatlatıyor mu?

Sizler, yapılan eserleri eleştirenler!

Neyin peşindesiniz?

Siz güçlenen bu ülkede,kalkınan bu ülkede yaşamıyor musunuz?

Bundan sekiz yıl önce Burdur ilinden ailece bir misafirim geldi.

Kendisi Jeoloji mühendisi eşi ise öğretmendi.

Koyu sosyal demokrattı!

Ömründe CHP hariç hiçbir partiye oy atmamış.

Bende üç gün misafir kaldılar.

Bu üç günde bu dostumla saatlerce siyaset konuşurduk.

Dostum bana hakkını helal etsin, bütün yapılan işlere olumsuz gözle bakardı.

Yapılan hizmetleri hep farklı yönü ile irdelerdi.

Yapılan işi değil, nasıl yapıldığını, altında şunlar var, bunlar var derdi.

Sekiz yıl sonra ailece bir cenaze merasimi için yine Alaplı Mollabey’e geldiler.

Dostum, Akçakoca- Alaplı yoluna girince bana telefon açıyor.

Gürol abi, biz yolu şaşırdık(!) Alaplıya nasıl geleceğiz.

Bende hayırdır neredesiniz sizi almaya geleyim diye soruyorum.

Bana bir tünellere girdik, devamlı tünellerden geçiyoruz dedi.

Telefonda gülme krizine girdim.

Abi neden gülüyorsun yolu şaşırdık işte dedi.

Bende doğru yoldasın o tüneller bitince Alaplı’yı görürsün dedim.

Doğal olarak şaşırdı.

Abi şakanın sırası değil bana doğruyu söyle dedi.

Bende mecburi tünellerden devam edeceksin sonucu görürsün dedim.

Ve bu dostum, Tünellerin bitişinde Alaplı’yı görünce hayretler içinde kaldığını bana ifade etti.

Mollabey’e geldiğinde kucaklaşma faslından ve sağlık haberlerinden sonra konu döndü dolaştı, siyasete geldi.

Abi dedi, bende AK Partili oldum.

Şaşkınlık sırası bana geldi.

Sen ha, bu mümkün değil dostum, sen koyu sosyal demokratsın!

Abi dedi, yıllar yılı konuşmaktan başka bir iş yapmayan siyaseti gördüm, şu çalışmaları görünce yemişler sosyal demokratlığı demez mi!

İşte yapılan hizmetleri görenler, kalplerindeki kirliliği silip yeniden bakış açısı kazanabiliyor dedim kendi kendime.

Boş eleştirenler, sadece lafla kılıf bulmak isteyenlere şu sözlerimle nokta koymak istiyorum.

Osmangazi orada muhteşem bir eser.

Kimin cebine ne girmiş, kimin cebinden ne çıkmış, millet için de, benim içinde o kadar önemli değil.

Bu devasa eseri meydana getiren, hizmete sokan, emeği geçen başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere hepsini ayrı ayrı canı gönülden kutlamak istiyor. Ve milletim adına, milletimin saygısını sunmak istiyorum.

Benim adıma saygı sunma diyenlere ise, bizim gibi milyonlarcası size hiç mi hiç aldırış etmiyoruz demek istiyorum.

Amacımız üzüm yemekse, bağcı bize lazım sözümle yazımı noktalıyorum.