07 Mayıs 2024, Cumartesi
|
||||||||
Anket
Foto Galeri
İzlenme: 3650
İzlenme: 15148
İzlenme: 30319
İzlenme: 8517
Hava Durumu
|
||||||||
16 Nisan 2023, Pazar 12:2
Karakter Boyutu :
ASIL SORUN KİM KAZANACAK DEĞİL, KİM KURTARACAK OLMALI? Yazacak o
kadar iş var ki; Neresinden
başlasak hep sıkıntı. 20 Yıldır
aynı iktidar ile yönetiliyoruz. Şöyle geriye
dönüp baktığımda, her seçimde ayrı bir düşman, ayrı bir algı yönetimi ile,
millet iki kutba yönlendirilerek, yok şöyle, yok böyle oldu türü laf ebelikleri
ile millet adeta kandırılmaya çalışılıyor. Milletin
derdi ile dertlenen bir yönetim şeklinin olmadığını, son 7 yıldır hep birlikte
yaşayarak görüyoruz. İktidarın
dilinde her zaman ayrı bir düşman şekli olmadan, 20 yıldır hiçbir seçime sağlıklı
giremedik. Adeta halkı
ayrıştıran bu düşünce, bizlere 1980’li yıllardaki sağ-sol zihniyetinin ülkeyi
getirdiği durumu ne güzelde özetliyor. Ülkemin
yarısı, siyasi olarak başka partilere oy veriyor. Bu%50 lik
kesime, sürekli vatan haini gibi yaftalık yapıştırılmasını ise nasıl izah
edebileceğimizi anlamakta zor. Bir ülke
yönetimi, sırf siyasi düşüncesi nedeni ile, halkına hain diyebilecek kadar gözü
kararmış ise, geldiğimiz durumu özetleme açısından ne halde olduğumuzun açık
göstergesidir bu. Siyasi
beceriksizliğin, ekonomide tavan yaptığını her fert biliyor. Her şeye
rağmen, insanlarımız bu ağır ve hak etmediği şekilde hakaretlere maruz
kalmasına rağmen, sağduyusunu ve ülke sevdası nedeni ile bütün bu çirkin
söylemleri sineye çekiyorlar. Siyasette bu
kadar boş salvoların olduğu bir dönem hiç yaşanmamıştı. Hatta
1980’li yıllarda terörden günde 30-40 kişinin cinayete kurban gittiği yıllarda
bile, o zamanların liderleri bile halkına bu kadar ağır bir dil hiç
kullanmamıştır. Siyaset
halka hizmet için yapılır. Halka
hizmeti, halka hakaret zihniyetine çeviren bu tür söylem ve açıklamalardan, her
kesimin uzaklaşması ve sağduyu içinde yapacaklarını halka anlatması gerekir
diye düşünüyorum. Siyasette
kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı dili, halkımızın çoğunluğunun dikkate bile
almadığına şahit oluyoruz. Sırf başka
siyasi düşünceye sahip olduğu için halkına HAİN bunlar diyebilen siyasilerin,
bu kelamı edebilme cesaretlerinin nereden geldiğini hepimiz net biliyoruz. Devlet
kurumlarındaki, gücü eline alıp, benim
gibi düşünmeyen kim olursa olsun, haindir, dış güçlere çalışıyor, vatanını
satıyor diye halkı kandırma üzerine kurulu bir siyasi söylemlerin, kimseye bir
şey kazandırmayacağı açık ve net olarak bellidir. Devletimiz
ve milletimiz küllerinden doğan bir ateştir. Bir Türk
Dünya’ya bedeldir kelamı, 2002 yıllarında lügata girmemiştir. Bizden önce
bu ülkede bir çivi çakılmamıştır kelamı bile LAF-I İŞGÜZARLIK ’tan başka bir iş
değildir. Unutmayalım
ki; 1927 yılında
kurulan Kayseri Uçak Fabrikası, 1952 yılında Menderes ve bakanları kurulu
kararı ile kapatılmasına karar verilmiştir. (Ama her ne hikmetse bu Uçak
fabrikasının kapatılmasını herkes Merhum İnönü der. Gogleye yazıp araştırsa
hemen cevabını alır.) Türkiye
devleti kurulduğundan beri yine ilk defa 1958 yılında (Menderes hükümeti)
Moratoryum ilan etmiş, ülke borç batağına saplanmıştır. Tek
adamlığın ülke yönetiminde ki sıkıntılarının o yıllarda ceremesini çeken ülkem,
demokrasinin işleyişinin parlamentodan geçtiğini o yıllarda çok iyi
kavramıştır. Aradan 60
yıl sonra, tek adamlık rejiminin sıkıntılarını, ülke olarak nasıl çektiğimizi
hepimiz yaşıyoruz. Son söz
olarak; Rejimi sahip
çıkmak ve demokrasi kültürü ile yönetilmek bizim elimizdedir. Gürol Öztürk Bu haber 333 kez okunmuştur.
|
Üye Girişi
Röportaj
Yazarlar
HATIRI SAYILIR ELİT BİR TABAKA OLUŞTU. 17 Nisan 2024 Video
Sisteme Kayıtlı Günün Ayeti Bulunmamaktadır.
Kaynak Yok |
|||||||