SAYIN CUMHUR REİS R.TAYYİP EROĞAN.

Sevgili okurlarım, bu haftaki köşemin konuğu Sayın Reisimiz.

Siyaset sahnesine adım attığı andan itibaren, basamakları birer, ikişer çıkan ve arkasına 2000’li yıllarda halk desteğini alıp, siyasette sürekli yükselen bir değer olarak karşımıza çıktı Reis.

1999 Yıllarında tıkanan siyasetin, kötüleşen ekonominin, hayat şartlarından bıkan halkın, bir lidere ihtiyacı vardı.

Reis AK PARTİ’yi kurduğu andan itibaren, halka verdiği güvenle girdiği bütün seçimlerde 1. Parti çıkmayı başaran lider olarak, Türk siyasi tarihine adını altın harflerle yazdırdı.

Halkla bütünleşen siyaseti-2002-2019 yıllarında yapılan tüm seçimlerde halktan destek alarak, Ülkede kırılması güç bir rekorunda sahibi oldu.

2002-2016 yılları arasında, iktidar olduğu süreçte, yönetim şekli ile kendine oy atmayan çoğu kimsenin de takdirini kazanan uygulamalara imza atan yönetim anlayışı ile gönüllerde taht kurdu.

Ne oldu ise; 2016 yılından itibaren başlayan kırılmalarla, günü 2023 yılına kadar getirdi.

2016 yılından itibaren,;

Liyakatli, işi bilen yöneticilerin hızlı bir biçimde sistem dışına itilmesi ile birlikte, yönetimsel olarak bocalama devri başladı.

Aşırı betona ve yollara yapılan yatırımlar, yap-işlet-devret modeli ülke bütçesine inanılmaz bir yük olmaya başladı.

İşin aslına bakmak gerekirse de, 1999 yılında Cumhuriyet döneminin en ağır ekonomik krizinin yaşandığı yılda, IMF politikaları ve Kemal Derviş modeli ile düze giren ekonomide ki toparlanma, uzun yıllar ülkeyi yönetecek olan, AK PARTİ iktidarına yaramıştı.

Kemal Derviş’in ekonominin başına gelmesi ile birlikte uyguladığı politikalar ve tarihin en ağır ekonomik kararlarını alıp uygulamak, merhum Ecevit, ve Bahçeli’ye kalmıştı.

Alınan bu zor kararlarla, ülke ekonomisi rahat bir nefes almıştı. Bu kararların harfiyen yürütülmesi, 2014 yılına kadar devam etmiş, Reis ve AK PARTİ bu kararlar sayesinde ekonomide başarılı gözükmüştü.

2014 yılından sonra terk edilen bu ekonomik kalkınma modeli ve politikalar, ülkemizi şuan için içinden çıkılamaz bir duruma getirdiği açık ve net görülüyor.

Mayıs’ın 14’de yapılacak genel seçimlerde bunun işareti gözükmeye başladı. 2000’li yıllarda ekonomik çöküş ile başlayan AK PARTİ iktidarı, 2023 yılında yapılacak seçimde ekonomik çöküntülerle sona ereceğe benziyor.

Burada ki asıl sorun ise, Reisin ilk yıllarda ki ülke yönetim anlayışı ile, şimdiki yönetim anlayışında dağlar kadar fark olmasından kaynaklandığı açık ve net olarak görülüyor.

AK PARTİ ve Reis açısında, Sürekli seçmen kaybına uğrayan bu süreç, Özellikle; son dönemeçte, 6’lı masaya bahane bulan AK PARTİ cenahında, altılı masayı bile geçeceği belli olan küçük partilerle ittifaka gitmek için çaba harcayan AK PARTİ’nin, geldiği son durumu nasıl özetlediği belli oluyor.

Yine ayrıca, köprüler, yollar, hastanelerle övünülen bir dönemde, bunların ülke ekonomisinden de, götürüsünü iyi hesap etmek gerekiyor. Bu hizmetler yapılmasın demiyoruz, yapılsın, ama velakin, 3 liraya yapılacak bir işin 33 liraya yapılmasına göz yumulması nedir?

Kısaca Cumhur Reisimizin, tek adamlık yönetim şeklinin elinde patladığı ve bu ekonomik çöküntüyü durduramadığı açık ve net belli oluyor.

Gürol ÖZTÜRK