“BENİM SENDE HATIRIM VARMI?” HADİ SÖYLE!

Neler yaşıyoruz, bazen kelimelerle anlatmaya kafi gelmez.

Şaşkınlık yaşadığım öyle anlar var ki?

Bazen, bu insanlar neden böyle oldu diye düşünmemek akıl karı değil.

Benim sende hatırım var mı?

Hadi söyle!

Var desen başka dert?

Yok desen başka dert?

Arkasından ne geleceği belli değil.

Ketum olmak zorunda kalıyorum.

Ben ketum oldukça karşımda ki anne üsteliyor!

Merakım artıyor?

Acaba ne söyleyecek diye merak etmiyor değilim!

Üsteliyor!

Bana anne diye çağırıyorsun diyerek,

Benim sende hatırım var mı diye soruyor!

Dayanamıyorum!

Var anne, bende hatırın var.

Beni daha fazla merakta bırakmadan “HADİ SÖYLE” diye söze başlıyorum.

Haftada iki gün, kendi işimle ilgili olarak yaklaşık 20 köye servis yapıyorum.

Köylerdeki neneler, bacılarla, ablalarla çok iyi bir diyalogum var.

Onların dilinden anlamak için kaynaşmanın önemini biliyorum.

İnsanların düşüncelerini, bu servislerimde anlamak biraz daha ufkumu açıyor.

Onlar halkın kendisi!

Yaşamın gerçeği!

Salonlar da büyümemişler!

Hepsi toprakla haşır neşir olmuşlar.

Yaşlısı genci, hepsi toprağın, ülkenin önemini bizden iyi biliyor.

Onlarla anlaşabilmek için, onların düşüncelerini okumak çok önemli.

İşte böyle ilginç anılarımı, bu makalemde okurlarımla paylaşmak istedim.

Bu ilginç konuşma Ereğli İlçesi Topallı köyünde yaşlı nenemle aramda geçiyor!

Hatırın var anne, söyle bakayım dedim.

Hatırım varsa!

Bana hayır demeyeceksin diye başladı sözüne!

Nene, Bana Oyunu nereye veriyorsun?

Daha hiç düşünmedim sözüm üzerine!

Oğlum hatırın var dedin, şimdi bana söz ver, AK PARTİYE oyunu vereceksin.

Neneye yoklama çekmeye başladım.

Anne, sen son zamanlarda TV’de haber dinlemiyor musun?

Sen dinliyor musun sözü hemen arkadan geliyor!

He, Anne haber dinliyorum!

O zaman kulaklarını aç ve iyi dinle sözümü!

Bunlar bütün düzmece oyunlar!

Ülke kalkınıyor!

Sağlıktaki uygulamalar bile bunlara oy atmaya yeter de artar bile.

Anne kendine göre haklı!

Sağlığı bozulan insan çareyi hizmetle görünce beyninde şekil oluşuyor!

Ben,

Anne benim kulaklarım işime geleni duyar sözüm üzerine!

O zaman beni iyi dinle ve AK PARTİYE oyunu at.

Neden AK PARTİ soruma?

Oğlum biz eski çınarız!

Neler gördük? Neler duyduk? Neler yaşadık?

Şimdi bu uzun adama siper olma zamanı derken gözlerinde yaşlar akmaya başladı.

Millette içten bir sevda oluşmuş.

Oradan ayrılıyorum!

Tarih 26/03/2011-Çarşamba-Başbakan’ın Zonguldak Mitingi günü ve saati.
Alaplı İlçesi Esafakılı köyüne gidiyorum!
Burada yaşlı bir amcanın evinin önüne mal bırakmaya gidiyorum,

Evden ağlayarak iniyor.

Hayırdır, yaramaz bir şey mi var diye soruyorum?

Bana yaramaz bir iş yok diye söze başlayıp, başlıyor anlatmaya!

Başbakan Erdoğan’ın Zonguldak Mitingini izlerken içim doldu ağlamak geldi içimden bende ağladım diye kelamını bitiriyor!

Aklıma dua ederken, beddua ederken de ağlayan Fettullah GÜLEN geliyor!

Sadece hoca ağlamıyor sıkıntı çekiyorum diye!

Başbakan Sayın Erdoğan sıkıntı çekiyor diye ağlayanları gözlerimle görüyorum.

Uzun adam, milletin gönüllerinde taht kurmuş.

Gönüllerde ki sevgi, gözyaşlarına dönüşmüş.

Ağlayanlar yapmacıktan da ağlamıyor.

Milleti iyi okumak, onun dilinden halinden anlamak millete yetiyor.

Vatandaş;

Karalama kampanyaları olarak gördükleri oyunları da, nefret dolu sözlerle ifade ediyor.

O kelamları ise köşeme almak istemiyorum.

Şuydu, buydu, çaldı, çırptı sözleri Milleti tamamen kilitlemiş.

Hani Başbakan mitinglerde diyor ya!

Çalsak, Çırpsak bu hizmetler olur mu diye!

Köylerde durum bu şekilde!

Millet, Uzun adama güveniyor,

İnanıyor!

Milletin son sözleri de net!

Hiçbir AK PARTİ teşkilatı, bundan nema çıkarmaya kalkmasın.

İş, teşkilatlara kalsa AK PARTİ diye parti kalmaz.

Oyu Sayın Başbakan alıp götürüyor sözlerini net ifade ediyorlar!

Bana gelince, okurlarım hatıra binaen oy atıp, atmayacağımı mutlaka merak ediyorlardır.

Ben, Anne’yi- Nene’yi lafa tutup işi kapattım.

Oy atma günü mutlaka vicdanımla baş başa kalıp ona göre oyumu kullanacağım.

Benim okurlarıma net tavsiyem ise, mutlaka vicdanlarının seslerini dinleyerek sorumluluklarını yerine getirmeleri.